DÜNYANIN ORTAK SORUNU  : SUSUZLUK

Bu yazımızda dünyanın ortak sorunu olan susuzluktan bahsettik.

0 21

- Reklamlar -

DÜNYANIN ORTAK SORUNU  : SUSUZLUK

Su, medeniyetlerin etrafında kurulduğu, bilim insanlarının başka gezegenlerde yaşam kaynağı olarak aradığı, yeryüzünün en büyük zenginliği ve hayatın olmazsa olmazıdır. Dörtte üçünün sularla kaplı olduğu dünyamızda denizler ve okyanuslar hariç yeryüzünde sabit miktarda bulunan tatlı su, sadece insanların temel yaşam ihtiyacını karşılama konusunda değil, ayrıca tarım, endüstri vb. açısından da son derece büyük öneme sahiptir.

Yaşamın temel kaynağı olan suyun korunması için elimizden geleni yapmamız gerekir aksi takdirde gelecek nesil ve tüm canlılar için büyük bir felaket beklemektedir.

Suyun yeryüzündeki dağılımı:

Dörtte üçünün sularla kaplı olduğu dünyamızdaki suyun %97,5’i tuzlu su, %2,5’i tatlı sulardan oluşmaktadır. Mevcut tatlı suyun %68,9’unu buzullar, %30,8’ini yer altı suları ve %0,3’ünü yüzey suları (akarsular, nehirler vb.) ihtiva ederken %0,3’lük bir miktarı da atmosferde buhar halinde bulunmaktadır. Ülkemiz yeryüzündeki tatlı su miktarının sadece %1’ine sahiptir. Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) araştırmasına göre, dünyanın yüzde 70’inin suyla kaplı olmasına rağmen içilebilir su oranı oldukça düşük.

SUSUZLUĞUN NEDENLERİ NELERDİR?

Susuzluk tehlikesi, küresel ısınma ve hızlı nüfus artışının bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. İklim değişiklikleri bu oranların dağılımında dünya genelinde çeşitli etkilere sahiptir. Mevsimin kurak geçmesi ve yağışların gerçekleşmemesi nedeniyle içme suyu kaynağı olarak hizmet veren yüzeysel sular; barajlar, göller ve nehirlerdeki su seviyeleri oldukça düşürmüştür. Bir başka örnek de tatlı su kaynağı olarak görülebilecek olan kutup buzullarının küresel ısınmanın etkisiyle eriyerek denizlere karışıp tatlı su kaynaklarının azalmasıdır.

Susuzluğun bir diğer sebebi de dünya nüfusunun hızla artması ve buna bağlı olarak tarımsal üretimin fazlalaşması ile daha çok suya ihtiyaç duyulması da su kaynaklarının tükenmesi önemli sebeplerden biridir. Nüfus artışının yanı sıra 2. Dünya Savaşı’nın ardından devam eden şehirleşme ve beraberinde ormanlık alanlarının yok edilmesi, modernleşme ve teknolojik gelişmelerle birlikte bazı ülkelerde yaygınlaşan su odaklı yaşam alışkanlıkları da (araba yıkama, çamaşır ve bulaşık makinesi kullanma, bahçe sulama, endüstriyel alanda suyun soğutma sistemi olarak kullanılması vb.) suya yönelik gereksinimleri arttırmaktadır. Ancak artan talebe rağmen su tasarrufu yaygınlaştırılması konusunda yeterli gelişmeyi göstermemesi, insanlığı gelecek birkaç on yıl içinde susuzlukla karşı karşıya bırakacaktır.

TÜRKİYE DE SUSUZLUK

Türkiye, su fakiri değil ama zengini de değil; dolayısıyla, suyunu akılcı, planlı kullanmaya zorunlu bir ülkedir. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1519 metreküp/yıl civarındadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından 2030 yılında Türkiye nüfusunun 100 milyon olacağı ve kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 1120 metreküp/yıl olacağı hesaplanmıştır. Su sıkıntısının, gelecek 20-25 yıl içerisinde ülkemizde su krizine dönüşmesi ihtimali bulunmaktadır bu yüzden su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.

 

İçerik: Türkiye’nin Online Dijital Platformu (edijitalturkiye.com)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

Gizlilik ve Çerez Politikası